Sayfalar

14 Nisan 2012 Cumartesi

BUZ MAVİSİ
Bir ölüden ne farkım var ki şimdi? Boyalı tırnaklarım mı yoksa suratımdaki bu yalandan makyaj mı beni canlı gösteren? Yoksa giydiğim süslü giysiler mi mutlu olduğumun temsilcisi? Yoksa saçma esprilere yalandan kahkahalarım mı? Fark bunlar mı? Küllerimden yeniden yeniden doğmaktan geriye kül de kalmadı ki. Yapboz oyununa kanım biraz daha ısındı şimdi. Aynı benim  hayatım gibi: Yap ve boz.. sonra tekrardan yap.. sonra biri gelsin tekrar bozsun.. sonra sen tekrar  tekrar yap. Üzgünüm dediğin anda yine aynı cümleyle karşılaş : ‘ basit tekrar yap! ‘ evet çok kolay.. lanet olasıca hayatı kurmak o kadar kolay ve eğlenceli ki anlatamam. Her şeyi unutup geride bırakıp tekrar kurmak çok basit. Tam her şey oturur yeniden yerine biri kurulur hazır düzene. Sanki çok hakkı varmış gibi. Ama o giderken bu gidişin en büyük payını sen ödersin. Her gidişte bir kez daha kendinden gidersin. Karanlıkla baş başa kaldığında biraz daha korkarsın biraz daha ve biraz daha. Sonra o karanlıkta sen de kaybolmaya başlarsın. Karanlık senin parçan olur. Söylenen her söz o karanlık gibi yalan olur senin için. Sen artık o karanlıkta mutluluğu bulursun. Gün ışığı bişi ifade etmez sana ve bu sefer güneşten korkarsın. Gökyüzü o eşsiz lacivertinden uzaktır ve buz mavisidir. Olabildiğine soğuk. Ay tek dostun olur.Yıldızları sayarsın her gece tam olarak hala sayısını bilmediğin ama uyumanın tek yolunun bu olduğuna inandığın yıldızları.. Onlar da olmasa gece ne çekilmez olur aslında. İçlerinden biri kayar ve senin tutacak bi dileğin bile yoktur. Ne acıdır tutacak bi dileğinin olmaması insanın. Sanırım canımı en çok acıtan da bu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder