Sayfalar

4 Ocak 2011 Salı

                                         AŞKIN TANGOSU


    Ne yazsam yaşanılanları anlatmaya ne kelimelerin gücü ne de bu kalemin tükenmez mürekkebi dayanabilir. Gözlerimizin, sıcaktan kavrulan bir yaz akşamında güneşin batarken ki kızıllığında tutkulu bir tango yapmasıydı bizim aşkımız. Tek renk kırmızıydı. Tutkunun, aşkın ve hiç bitmeyen ihtirasın rengi. Dans tangoydu. Milim kadar uzaktın bana. Tenin tenimde, sense sanki içimde bir yerdeydin. Gözlerinin içinde tek gördüğüm bendim. Sen hızla tuttun ellerimden, her dönüşte ben yüreğimden yıldızlar savurdum her bir yana. Yıldızlar sardı dört bir yanımızı. Parladık, biz parladıkça gece aydınlandı ve bitmesin istedik bu tango. Her kaçışımda sen bir adım attın bana, her itişimde sen geldin. Cesurdun, hayırdan anlamazdın, inatçıydın ve beni alıp gökyüzünde bulutlarla buluştıracak kadar güçlüydün. Ben gözlerimi kapattım, sen imkansızlığı anlattın. Ben gözlerimi açtım imkansızlığın yalan olduğunu anlamam içindi her şey , sen yine karşımdaydın. Ben kırmızılar içinde gülden bir elbise giydim. Etrafa kıvılcımlar saldı yüreğimdeki tutku ve aşk. Sen o kıvılcımların üstüne basa basa yürüdün ve tuttun belimden. İşte böyle başladı bizim tango. Ben sana her sinirlenişimde hızla vurdum topuklarımı yere, yer inledi birden. Sen her özür dileyişinde parmak uçlarınla yaklaştın adımlarıma ama her seferinde kaçtım ben. Sen geldin peşimden. Sonra tuttun belimden, güvenle bıraktım kendimi sana. İşte kollarındaydım yeniden. Aşkımızın tanımını yaptık kırmızı bir gecede ve ruhlarımız bir oldu işte. Tango aşkın ve tutkunun dansı diyenleri doğruladık ve ikimizinde gözlerinde gecenin korları parlıyordu. Ruhlarımız tek vücut olurken o korlardan bir cennet yaptık ve barollerini bizim oynadığımız bir senaryo yazdık. İsmini “Aşkın Tangosu” koyduk. Sen tuttun ellerimden ben bu kez kaçmadım. Her kendine çekişinde ben biraz daha sen oldum. Aşkı anlattın tekrar bana ve ben sana
                                                 AŞIK OLDUM.....


1 yorum: