Sayfalar

1 Ocak 2011 Cumartesi

YENİ YILIN HATRINA..

Üzerime damlalar kurşun gibi yağıyor yokluğunda
Acıtıyor canım, korkuyorum gök gürültüsünden hiç korkmazdım oysa
Nasıl da güçsüzmüşüm sen yokken ne kadar çaresiz
Ellerim titriyor kalemin yazdığı her kelimede
Gözlerim doluyor resimlerimize bakarken
Biz mutlu olmayı beceremedik…
Başlıyamadan yıprattık herşeyi..
Masumiyet bir çare değilmiş,çıkarsız sevsem de seni
Yolumuz ayrılıkla bitiyormuş.
Engel olamadım sen giderken benden
Şimdi daha da hızlanıyor yağmur Kız Kulesi’nin tam karşısındayken
Üsküdar’dan izliyorum boğazı ne kadar hırçın dalgalar bu sabah
Yağmur… Yağmur katıyor gözyaşlarımı damlalarının arasına
Hıçkırıklarımı gök gürültüsü sustuyor
Bir ağacın gölgesinde kalmış hayalimize takılıyor gözlerim
Hala duruyor çam ağacında kazıdığımız baş harflerimiz
Ev bomboş geliyor yokluğunda, ‘Aşkım ‘ demeni nasıl özledim
Nasıl özledim kıyamayışlarını, nasıl özledim çocuk gibi gülümseyişini

Bir hayat kurdum sevginin gölgesinde
Sen gittin bir hayat öldü
Sen gittin bitti filizlenen yeni umutlarım
Sen gittin yine katılaştı yüreğim..
Ben yine senin karşılaştığın eski halimdeyim şimdi
Bir bilebilsem sen ne haldesin bir görebilsem seni
Aklına geliyor mu soğuktan donduğumuz zamanlarımız
Hiç aklına geliyor mu ilk dansımız, ilk filmimiz
Sen vazgeçerken benden tüm anılarımızı da yitirdin mi
Bir hikayeyi mutsuz sonla bitirdin mi

Zaman zor, zaman boş, zaman değersiz şimdi
Sen yoksan tüm hayallerim yok şimdi
Sen yoksan uçurumlar daha yakın karanlık dünyama
Bir tek dalım vardı tutunacağım o da kırıldı sen gidince
Şimdi düşüyorum, karanlığın dibine
Yine sen gözlerimde , ruhumda, hayalin ellerimde
Yüreğimde tutku, içimde çözemediğim bir kördüğüm

Oysa silmiştim tüm yanlışlarımı
Cılız bir mum gibi aydınlatmaya başladığın dünyam güneşliydi
Yapmam dediklerimi yapmayı öğrettin, sevmem dediklerimi sevdim
Senle yeni bir dünya kurdum kendime, anahtarları senin ellerindeydi
Sen kapattın tüm kapıları giderken, uyandım düşler aleminden
Kabuslardayım şimdi…

Yüz yıl uyusam, uyansam ve sen olsan yine karşımda
Beni izliyen bir çift göz gözlerin olsa
Bir hastane köşesinde yine sen versen umutlarımı geri
Okşasan yine saçlarımı gizlice, tuhaf bir şekilde uyumasam
Bütün gece sen olsan yine başucumda
Sessizce ‘seni seviyorum’ diye fısıldasan kulağıma
Ben düşerken sen tutsam yine ellerimden
Çok mu geç başlamak için yeniden
Yıkılan tüm cümleleri kurucak edebiyatımız yok mu?
Şairler, şiirler mi gerek gururumuzu yenmek için
Söylenecek bir şarkı yetmez mi adı ‘PAPATYAM’ olan
Uzak mıyız? Çok mu uzağız birbirimizden?
Avuçlarımızdan kayıp giden sevgimizi tutmaya gücümüz yok mu?
Kabul mu etmeliyiz? Boyun mu eğmeliyiz kadere?

İstanbul bu kadar mı güçlüsün?
Sen İstanbul hep kötü sonların mı şehrisin?
Boğazın, Kız Kulesi’nin, Galata Köprüsü’nün hiç hatrı yok mu büyük şehir?
Vazgeç… Vazgeç artık zindanlara hapsetmekten aşk masallarını..
Sevdiğimi geri ver bana, aşkımı, varoluşlarımı.
Karanlıklarına kabuslarımı al, pembe dünyamı geri ver bana
Ben yine çocuksu yüreklimin ‘Papatya’sı olayım..
Gözyaşlarımı kat yağmurlarına, gülüşlerimi geri ver bana
Üsküdar’dan ben yine sevdiğimle boğazı izliyor olayım
İstanbul sen yardım et bana,
Gururumuzu söküp al içimizden, Yeni yılın hatrına …

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder